Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Sağ, sol eski yapı. Ludwig’in kalıtı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. . Orada bir heykel. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Hepsi de küçük ve sevimli. . Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. . Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Kendine vadiler açıyor. ",. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . Heybetli ve gururlu duruyor. Her şey tablo gibi. Regensburg’da. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Büyük bir Yunan tapınağı. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Tepede bir tapınak. 18. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Uzaklardan bir köprü görünüyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Sislerin ardında güneş. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Çevresine hiç uymayan bir yapı. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları.

Tuna kıyısında bir gün...

MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. 18. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Büyük bir Yunan tapınağı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. . Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Regensburg’da. Sislerin ardında güneş. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Tepede bir tapınak. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Heybetli ve gururlu duruyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. . yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Her şey tablo gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kendine vadiler açıyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Ludwig’in kalıtı. Yamaçlarda üzüm bağları. Sağ, sol eski yapı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Orada bir heykel. ",. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. . Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor.